Güç Yüzükleri: 5. ve 6. Bölüm İncelemesi
Güç Yüzükleri için yolun yarısını geçtiğimizi hatta son çeyreğine geldiğimizi söyleyebiliriz. Daha önceki bölümlerinde Orta Dünya evrenini neredeyse baştan çizen dizide, mantık hatalarından yeni nesil yorumlara dek pek çok tutarsızlıkla karşı karşıya kaldığımız 5. bölüm çoğu sevenini üzdü. Umutla başladığımız dizinin sıfırdan ele aldığı konuları nereye bağlayacağı bir muamma olduğu 5. bölümden sonra izleyiciye çok iyi gelen 6. bölümü de geride bıraktık.
Her cuma yeni yayını artık daha hevesle bekleyecek olan biz izleyiciler, diziye dair umutlarımızı tazeledik. Bakalım son çeyrekte dizi konusunu nereye dek taşıdı ve biz izleyenler bütünün ne kadarını anladık. Öncelikle 5. bölüm incelememiz sizlerle.
Bu incelemede her bölüm tek tek ele alınacağı için sürpriz bozana maruz kalmadan bölümler arası kolayca geçiş yapabilirsiniz. İyi okumalar.
5. Bölüm
Güç Yüzükleri bu bölümde izleyenleri bol bol gizem ve mantık hatalarına boğdu. Güçlü bir bölüm izlediğimiz söylenemez ama dizinin sonundan umudumuzu yitirmedik. Yani henüz. Bu yapıma oldukça olumlu baktığım halde dizinin bitmesine kaç dakika kaldı diye kontrol etmem hayra alamet değil. Dizide başka hayra alamete yorulmayan konulara bakalım:
Güneyde Neler oluyor?
Adar gizemli ve sakin tavrını korurken karanlığa giderek yaklaşan birliğinin gücünü ve Orta Dünya’nın kaderini vurguluyor. Adar’ın motivasyonunu anlamakta güçlük çekiyorum. Niye kötülüğü seçti, niye orklarla duygusal bağ kurdu, o yükselen karanlık gücün temeli elbet var ama Güç Yüzükleri bu hissettirmiyor maalesef.
Güneyden teslim olmaya gelen insan kafilesinin “Sauron’a geldik, kurtulduk” durumu da temelsiz. Niye durup dururken karanlığa hizmet etmeye karar verir insanoğlu? Bunun altyapısını bir iyi bir kötü olan insani zaaflarda mı arayalım? Lakin diziye pek inanmadım.
Öte yandan Bronwyn lider olur ve kalanları organize etmeye çalışır. Gidip teslim olanların dışında çok az insan kalmıştır. Güney belli ki diğer bölümlerde düşecektir. Bunun yanı sıra Ossirith Kulesi’nde bir yapı vardır ki Theo’daki kılıç kabzasının anlamı ortaya çıkar.
Arondir bu yapının güneydeki insanları kötülüğe çağırmak için yapıldığını söyler. Browyn’nin asıl inanmaya başladığı, güney insanları kötülüğe zaten yatkındır ve son kaçınılmazdır. Bu bir ata pratiği mi, yoksa kulenin dibindeki kabza ile aktive olacak kötülükle mi ilgili zaman gösterecek.
Numenor Nihayet Boş Durmuyor
Numenor’da hareketlilik var çünkü Galadriel öylece gönderilmedi ve Güney davasında rol kesmek isteyen ada ülkesi, kılıçlarını kuşanıp gemilerini hazırlayıp yola koyuldu. Halbrand’ın zırhlar içinde atın üstündeki görüntüsü arzu ettiğimiz epik anlatı için paha biçilmez ama bu sahneye inanan var mı?
Bölümde izleyiciye verilmek istenen sahneler nedense inandırıcı değil çünkü altı dolu değil. Halbrand kılıç kuşanıyor çünkü Numenor bir plan yaptı. Miriel güneye yardım edecek ve güneye kralını verip oraların yeni sömürgecisi olacak. Bunu yanan gemilerinden kalan üç adet gemiyle yapacak! Akıl alır değil. Bile bile ölüme gidiyor ve bu artık çok az şaşırtıyor.
Numenor’un pazar yerinde talim yapan askerlere Galadriel bir şov yapıyor ki dizide iyi denebilecek tek sahne buydu belki de. Kılıç koreografisi güzeldi. Galadriel şovunu yaptı. Sahnedeki mantıksızlıklara gelecek olursak, neden talim alanı değil de pazar yerinde oluyor bu çalışma?
Nitekim madem bu bir talim neden tahta kılıç kullanılmıyor? Neyse o şovu izlemek yanımıza kâr kaldı. Gemiye binerken Galadriel’in üzerindeki elf zırhı için bir mini sahne istedik çünkü aniden önümüze gelen bu zırhın hikâyesini merak ettik. Bunu da mı göremedik? Sağlık olsun.
Hobbitler Göçü ve Meteor Adam
Hobbitler göçleri sırası ormanın değişmiş olduğunu ve yıkımın başladığını fark ediyorlar. Doğaya yakın olmaları ve göçebe bir hayat sürmeleri Orta Dünya’daki değişimi daha erken hissetmelerine neden oluyor. Meteor adam ise minik arkadaşlarını ormandaki kurtlardan kurtarıyor ama yara alıyor. Büyü ile bu yarasını sağlarken Nori yanına geliyor ve büyüye müdahil olunca zarar görüyor. Meteor adam istemeden gene zarar veren oluyor. Sezon sonu meteor adamın gerçekte kim olduğu ortaya çıkar diye umuyoruz.
Cüceler ve Gil-Galad
Bu bölümün en çelişkili sahneleri cücelerle ilgili olan Mithril meselesiydi. Elrond’a soyunu kurtarması için baskı yapan Gil-Galad ondan cüce arkadaşını geride bırakmasını istedi. Yüksek elf Gil Galad’ın bu bilge olmayan davranışı çelişkiliydi. Ama asıl çelişki Elflerin mithril olmadan solup gideceği yönündeki hikâyeydi.
Bu oldukça temelsiz, tamamen Amazon yorumu bir sekanstı. Silmaril ve mithril meselesini bir şekilde birbirine bağlayıp elflerin Orta Dünya’daki kaderine bir vurgu yapılmak istendi. Oldu mu? Buna da inanmadık. Hatta tutarsızlıklarla dolu bu hikâye ile yapıma inancımız bir kez daha zarar gördü. Güç yüzüklerine akıllıca bağlanan bir konu ve Orta Dünya’nın Tolkien anlatısından uzaklaşmayan bir hedefi olmasını umut ediyor ve son dizinin son çeyreğinden ümidimizi kesmiyoruz.
6. Bölüm
Dizinin şimdiye dek en akıcı, en akılcı ve iyi bölümünü seyretmiş olabiliriz. Sorularımızın bazılarına cevap bulduk, sevindik. Bazı sahneler üçlemenin izinden güzel sahneler sundu, doyduk. Olayları ve karakterleri çözmeye yaklaştık, Güç Yüzükleri ile aramızı düzelttik.
Güç Yüzükleri bu bölümdeki savaş sahneleri ve dizide başından beri tanıtılan bazı karakterlerin bir araya gelmesi ile müstesna. Şimdiye dek ne ekildiyse biçiliyor bir bir. Güzel detayları ve diyaloglarıyla 6. bölüm incelemesi sizlerle.
Orta Dünya’nın Güneyi
Dizinin bu bölümü tamamen güneye ayrılmış. Güneyde yükselen kötülükle, Numenor gemilerinin rotasını o yöne çevirdi. Sadece üç adet gemiyle de olsa yola umutla koyulan Numenorluların elinde bir altın elf, bir de güneyin vaat edilen kralı var.
Diğer yandan savaşa hazırlanan orklar ve Adar, diğer yandan savunma planlayan Arondir ve Bronwyn üçgeninde güney toprakları kalabalıklaşıyor. Bu karakterlerin kaderleri güneyde kesişirken olaylar hiç de umduğumuz gibi gitmiyor. Kitapları bilenler sonunu çok iyi biliyor aslında. Öyle ya da böyle Mordor canlanacak. Ama karakterler aksi için çabalarken bize de onlar inanmak düşüyor.
Adar ve Ordusu
Güç Yüzükleri, Adar’ın savaşa hazırlık için elindeki tohumları meydana ekmesiyle başlıyor. Burada orklara birleştirici güç olması adına Adar’ın varlığı ve hitabeti önemli. Üçlemede çizilen orklarla buradaki orklar farklı.
Yüzüklerin Efendisi serisinde her şeyden hatta birbirinden bile nefret eden orklara karşılık burada cemiyet olmuş orklar imajı var. “Udun” başlıklı bu bölümde “Nimpat” diyerek savaşa gidiyor orklar. “Udun” cehennem anlamına gelirken “nimpat” ölüm demek. Bu şekilde eski lisandan az da olsa kelimeler duymak üçleme günlerini hatırlatıyor bize.
Adar’ın orklara bakış açısı ve ekibin hikâyesi çarpıcı. Bu hikâyeye Adar’ın tutsak edildiği ve Galadriel ile karşı karşıya geldiği sahnelerden ulaşıyoruz. Bu sahne dizinin önemli bir alt metnini de sunuyor bize. Adar’ın işkenceye uğrayan ilk orklardan olduğunu, Sauron’u ikiye ayırdığını, güneyin zaten onların olacağını dinledikçe bu karakterin daha bizi çok şaşırtacağını söyleyebiliriz.
Adar, güneylilerle olan savaşında tutsak düşüyor. Buraya dek başarılı savaş sahnelerine denk geliyoruz. Galadriel’in yüzümüzü gülümseten replikleri var. Örneğin tıpkı Arwen gibi elfçe ata “hızlan” diyor. Sonra elf çevikliği gösterip bir önceki bölümde olduğu gibi ama bu sefer atının üzerinde bizi heyecanlandırmaya devam ediyor.
“Elfçe” demişken İsildur’un babasının da Berek’i sakinleştirmek için elfçeyi kullandığını hemen ekleyelim. İsildur ve Galadriel tanışıyorlar bu bölüm itibariyle. İsildur’un elflerle ilk teması bu. Bir de İsildur’un annesinin boğularak öldüğünü öğreniyoruz. Kenarda kalsın bu bilgi, belki ilerde lazım olur.
Güneylilerin Savunması
Güneylilerin savaş planını biz de Adar ve ordusunun kaleye girişi ile öğreniyoruz. Çok başarılı bir strateji değil. Zaten güneyliler tam yeniliyorlardı ki Numenor ordusu olay yerine giriş yapıyor. Savaş sahnelerinin derinliği bundan sonra artıyor. Numenor’un üst medeniyet olduğuna dair işaretler arayışımız sürerken onların savaş alanında fena olmadıklarını görüyoruz. Adar köşeye sıkışınca çareyi savaş alanından kaçmakta buluyor. Bunun dikkatleri dağıtmak için yaptığını bölümün sonunda öğreniyoruz.
Adar’ın lider olarak da kendini kanıtladığı bir bölüm seyrettik. Orklar üzerindeki emeğini açıklıyor, kendi kimliği hakkında bilgi veriyor derken aklımız ilk bölümlere gidiyor. Galadriel’in orkların izini başka yerlerde ararken Adar’ın güney planı çok sonradan ortaya çıkmış oluyor.
Dizinin ilk bölümlerindeki hengame anlama kavuşuyor. Galadriel peşinde olduğu kötülükle karşı karşıya geliyor. İçinde büyüyen karanlığı Adar da hissediyor. Elf elfi anlar çünkü. Ama Adar’ın yaralandığı sahnede kanının siyah akıyor oluşu artık bir elf olmadığını gösteriyor. Sauron’dan kurtardığı uruklarıyla bambaşka bir gelecek hayal ediyor Adar. Üçlemede böyle insana benzeyen ork göremedik. Demek ki plan tutmamış.
Halbrand gizemini koruyor. Eğer parçaları önünüze koyarsanız Sauron göndermesi yok değil. Demircilik bilmesi, geçmişi hakkında pek konuşmaması derken Adar ile karşı karşıya geldiğinde onu hatırlamadığını söylediğinde yaşadığı karışık duygular, kafamızı karıştırdı mı? Evet!
Adar’ın “ikiye ayırdım” dediği Sauron’un öyle ikiye ayırmakla öldürülmez oluşunu biliyoruz. Halbrand Sauron’un bir parçası olabilir mi? Çünkü Galadriel ile akıllara romantizmi getiren orman sahnesinde içinde bir şeyler hissettiğinden bahseden bu karakterlerin sonradan bizi ters köşeye yatıracağını düşünüyorum.
Galadriel bir de bu yarı Sauron ile aşka düşerse Galadriel’in nasıl bir travma yaşayacağını varın siz düşünün. Eğer böyle bir şey yaşanırsa da 3. çağda olgun ve naif bir şekilde elf ormanlarında tur atan Galadriel’i bu olgunluk seviyesine taşıyan etmenleri daha iyi anlamış oluruz.
Numenor’un Umudu
Güç Yüzükleri‘nin bu bölümünde savaşı görmek, elflerin yakın dövüşmesini izlemek keyifliydi. Arondir ve Galadriel karakterleri ile insan ve elf ayrımlarının farkına varmak güzel bir deneyim sundu izleyenlere. Bu arada Numenor savunma sonrası gururla, vaat edilmiş kralı halka tanıttı. Halbrand onore oldu. Ama kurt düştü içimize bir kere. Sauron’un da kral olma derdi vardı. O iş buraya çıkacak mı diye merak ettik bir yandan.
Adar esir alınmış olabilir ama arka planda etkili bir çalışma yapmış ve Theo’nun bulduğu kabzayı ilk isyancılardan birine teslim edip Galadriel’i aldatmış. O sırada Arondir, ondan kurtulması için kabzayı Theo’ya geri verirken Theo o anda içinden minik bir balta çıkan pakete bakıyor. Theo da masum değil gibi görünüyor. Kötülüğe merakı, kabzayı eline aldığında hissettiği güç yüzünden. Adar’ın planının bir parçası olduğunu düşündürüyor.
Bölümün sonunda beklenen oluyor ve Hüküm Dağı hareket geçiyor. Bu dağa iyi bakın. Gelecekte İsildur kral olduğunda savaştan sonra gelip yüzüğü burada atamayarak kendine saklayacak. Sonra Frodo ve Sam gelecek ve aynı noktada yüzükle sınavlarını verecekler. Fazla dağıtmadan bu tarihi ana tanık olmak güzeldi.
Hüküm Dağı
Güç Yüzükleri ile ilgili bir mekan olarak Hüküm Dağı’nın hareket geçme eylem planını çizen Adar. Kabzayı kuleye gönderdi, kendini serbest bıraktırdı. Böylece kabzanın aslında bir anahtar olduğunu gösterdi. Gene Adar ve ordusuna dönecek olursak habire tüneller kazan orkların -Adar’ın deyimiyle Urukların- amaçlarını alenen öğrendik: Kabzayı kuledeki anahtar deliğine yerleştir. Barajı aç. Suları sal. Tünellerle taşınan sular dağın içine aksın. Volkanı patlatsın. Güneş ışığını kapatsın. Sonunda orklara ev olsun. Adar’ın yavruları yuvasına kavuşsun.
Peki Güneyliler? Halkla kutlama yapan Miriel? Kaçışan insanlara karşın dağa öylece bakan Galadriel? Ya Orta Dünya ne yapsın?
Sona Doğru
Güç Yüzükleri adına heyecansız ve sıradan 5. bölümden sonra tempolu bir 6. bölüm hepimize iyi geldi. Bundan sonra kalan iki bölüm boyunca bazı taşların yerine oturacağını, gizemlerin azalacağını umut ediyorum. Önümüzdeki bölümde cüceleri ve hobbitleri göreceğimiz kesin.
Meteor adamın bir olayına daha denk geleceğiz ve ya en iyi ihtimal karakterin gizemi artık bitecek. Gil-Galad cephesinde bir şeyler değişecek çünkü Hüküm Dağı patladı. Artık bunun da üstünü kapatacak değil diye düşünüyorum. Hüküm Dağı patlaması gökyüzünü karartacak belki ama güneş balçıkla sıvanmaz. Orta Dünya’da kötülük büyüyor ve yayılıyor. Karakterler harekete geçiyor. Tarih yazılıyor.
Gizemlerin aralandığı, Tolkien anlatısından kök alan ve Amazon Prime’ın incelikli yorumlarıyla bezeli sağlam bölümler görmeyi diliyor, serinin son yazısında görüşmek üzere diyorum.
👏👏